top of page

YAZAR ADA NİSA BASAL

1)Kitap yazamaya nasıl başladınız?

Kendimi bildim bileli sürekli bir şeyler yazar çizerim. Okuma yazma


öğrendikten sonra da kafamda hikayeleri kurar ve onları kağıda dökerim. Kimi

zaman bunlar küçük notlardan ibarettir kimi zaman ise uzun uzun yazılardan.

Ben çoğu zaman hisleri yazarak ifade edebiliyorum ve bu benim bu konuda en

büyük avantajım.


2)İlham kaynaklarınız nelerdir?


İlham kaynaklarım kesinlikle şiirler‘ dır. Bir şiir okurum ve ardındaki anlamı

analiz ederim genelde. Veya melodiler de ayni şekilde. Sanat ile alakalı herşey

aslında bakılırsa İlham kaynaklarım arasında.


3)Kitabınızı ilk elinize aldığınızda neler hissetmiştiniz?


İlk elime aldığımda heyecanlandım ve aynı zamanda da duygulandım, Rüya

benim ilk romanım. Adım adım ilerledim ve ilerledikçe hayata dair yeni şeyler

öğrendim. Bu yolda bir çok kez „Ada abartma“ lafını duydum. Bir çok kez

hayalimin sadece bir hayalden ibaret olduğunu işittim, fakat pes etmedim, eğer

hayalini kurabiliyorsam, gerçeğe dönüşmesi için elimden gelenide yapabilirim

dedim ve yaptım. Günün sonunda eserimi gururla sunmanin heyecanini

yasiyorum.


4)Kitabınızın ana teması nedir?


Rüya ve Ceren, anneleri sayesinde tanışan sınıf arkadaşlarıdır. Rüya, bir gün

okula geç kalınca tesadüf eseri oradan motoruyla geçen Azem'in önüne atlar.

Sınıfa yeni gelen Damla, Mafya oğlu Azem, Azem'in çocukluk arkadaşı

Rüzgâr, Burgerci de tanıştıkları Kerem, davette tanıştıkları Meral ve Ege ile

neşeli bir arkadaş grubu olurlar. Azem, yıllardır öldüğünü sandığı ve hayatta

olduğunu öğrendiği çocukluk aşkı Laviniayı aramaktadır.

“Hani hatırlar mısınız, biz küçükken düştüğümüzde ve dizimiz kanadığında

veya herhangi bir yerimiz yara olduğunda, hep birileri gelip, “Gel küçüğüm, gel

öpeyim de geçsin” derdi ve nasıl olurdu bilmem ama her zaman bir öpücükten

sonra geçerdi bu acı. Aslında bizim o zaman acımız o öpücükten değil de, o

öpen kişi, onun öpücüğünden sonra geçtiğini görüp sevinsin diye geçerdi ve

biz o acıya çoktan alışmış olurduk.

Zaman bize çok şey öğretti ve eğer sizin hayatta beklediğiniz bir şey varsa,

zamana bırakın, çünkü her şey anını bekler. Bunu sakın unutmayın. Her şeyi

anına bırakırsanız, o zaman emin olun ki evren size o istediğiniz şeyi en güzel

şekilde verecektir.


5)Yazma sürecinizde kullandığınız teknikler nelerdir?


Aslında bakılırsa belirli bir teknik kullanmadım. Ben çok kitap okurum, oradan

kaptıklarımla birlikte kollarımı sıvadım ve hayal dünyamı kağıda döktüm.


6)Yazma sürecinizde karşılaştığınız zorluklar nelerdir ve bunları nasıl aşarsınız?


İlk başlarda ciddi ciddi bir deftere yazarak başladım, sonra baktım bu hikaye

uzadıkça uzuyor en sonunda kendimi bir dijital ortamda buldum. Bazen

aksilikler oldu, mesela bir komple bölüm silindi. Sinirden ağladığımı

hatırlıyorum fakat hemen tekrar aynı bölümü baştan yazdım. Benim kolay

kolay pes etmemek gibi bir huyum var. Oradan faydalandım ve satır satır

tekrar yazdım o bölümü. Bir ara ise hiç yazamadım, o dönem corona sonrası

tekrar normalleşme dönemiydi ve hayatın akışına karışıp tamamen arka plana

atmıştım hikayemi. Ara sıra aklıma geliyordu evet , fakat ilhamımı

kaybetmiştim. Sonra kendime hatırlattım, hikayenin yarısından çoğunu

yazmıştım. Şimdi mi pes edecektim. Haliyle tekrar koyuldum ve karakterlerimi

yarım bırakmadım, bu bana göre ihanet olurdu onlara çünkü.


7)Okuyucularınıza iletmek istediğiniz özel bir mesaj var mı?


Asla ama asla umudunuzu kaybetmeyin. Çünkü ne demiş Victor Hugo „En

karanlık gece bile sona erer ve güneş tekrar doğar.“


8)Bize kendinizden bahseder misiniz?


Ben Ada Nisa Basal. 17 Ocak 2006 tarihinde Almanya’nın Forchheim şehrinde

dünyaya gözlerimi açtım. Müzikle olan bağım, hayatımın erken dönemlerine

dayanıyor. Müzik eğitimime, henüz çok küçük yaşlarda, anaokulunda adım

attım. Müzik öğretmenimin teşvikiyle o yaşlarda enstrüman çalmaya başladım

ve bu, benim için bir başlangıç oldu. Beş yaşındayken, özel bir müzik okulunda

gitar çalmaya ve nota öğrenmeye, ilkokulda keman çalmaya başladım. Sanata

ilgim, müzikle olan bağımı güçlendirdi.

Almanya’da, müzik derslerinin ön planda olduğu bir gymnasium okulunda lise

öğrenimimi keman üzerine sürdürmekteyim. Sanata duyduğum tutku sadece

müzikle sınırlı değil; 4 yaşımdan 14 yaşıma kadar bale eğitimi aldım. İngiltere

Royal Academy of Dance akademisi tarafından iki kez gümüş, bir bronz

madalya ile ödüllendirildim. Eğitim hayatımın yoğunluğu nedeniyle 14 yaşında

bale eğitimime ara vermek zorunda kaldım, ancak sanat ve sahne, benim

yaşam kaynağım oldu. Okul tiyatrosunda ve okul orkestrasında her zaman yer

aldım ve bu platformlarda var olmaya devam ediyorum.

Şimdi ise sıra geldi yazma aşkıma. Okumayı ve yazmayı öğrendikten sonra,

içimdeki hikâyeleri kağıda dökmekten hiç vazgeçmedim. Hikâyelerimi

yazarken çizim de yaptım. Ayrıca moda çizimleri ve ebru sanatıyla ilgilendim.

Şimdi 18 yaşındayım ve ilk romanımı yazmak için kolları sıvadım. Romanımın,

hayata ve sanata bakış açımı yansıtan bir eser olmasını hedefliyorum.

Kitaplarım ve kemanımla insanları duygu dolu bir yolculuğa çıkarabilmeyi

istiyorum. Sanatın gücüyle insanları etkileyebilmek, onların kalplerine do-

kunabilmek benim en büyük hedefim. Bu hayatta, hem kelimelerle hem de

kemanımdan çıkan melodilerle duygularımı ifade etmeye devam ederek,

sanatın büyülü dünyasında iz bırakmayı umuyorum. Sizleri de bu yolculuğa

davet etmek, benim için büyük bir mutluluk...

Umarım eserlerimle ve performanslarımla sizlere ilham verip, sizlere duygu

yüklü bir deneyim yaşatabilirim.

Sanatın büyüsünü paylaşmak için sabırsızlanıyorum, çünkü ne demiş H.C.

Andersen; „Kelimelerin başarısız olduğu yerde, müzik konuşur.“

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

YAZAR HATİCE KONDU

Kitap yazmaya nasıl başladınız?  Yazmaya olan ilgim her zaman vardı ama bir roman yazmaya Meryem’in hikayesini duyduğum anda karar...

YAZAR NİLÜFER TURAN

1. Kitap yazmaya nasıl başladınız? Herkes gibi yazmaya 6 yaşında ilkokulda başladım. 10 yaşımdan beri de günlük tutuyordum. Tabi her gün...

SEDA ÖZLEM BAŞPINAR

1. Kitap yazmaya nasıl başladınız? Çocukluğumdan beri yapı olarak çok konuşkan biri değilim. Kendimi yazarak ifade ederdim her zaman. Bir...

Comentários


bottom of page